28.06.2009

Merhaba





Merhaba :) 23 yılı aşkın bir süredir, her sabah erken saate havalandırdığımız, bitki çaylarını demleyip, mis gibi kokan gözlemeler veya omletlerle veya fırından çıkmış çeşitli ekmeklerle mahalle sakinlerini kıskandırdığımız kreşimiz bitmeyen bir enerji ile kapılarını açar. Ve bu kapıdan ''sonrasında kocaman adamlar ve akıllı hoş bayanlar olarak ziyarete gelen'' miniklerimizi neşeyle karşılar.Nohut oda bakla sofa deyimini severek kullansak da, bütün aktivitelerimizi yapabildiğimiz, hepimize yetecek bir sıcacık mekanda yaşarız.Bahçemiz Ayla'nın bitmeyen Bodrum hasretinden dolayı bembeyaz duvarlarında camlara yerleşmiş bir sürü kırmızı, pembe sardunyalarla doludur. Bahçe kenarındaki ortancalarımızı ve aralarındaki Hıdırellezde dileklerimizi bağladığımız güllerimizi köpeğimiz'den korumak için ciddi bir dikkat harcıyoruz.Bu arada çocuklarımızın hayvanlarla ilişkilerinin derecelerini bilmeleri ve bu konuda bilinçlenmelerini ileri yaşlardaki sorunları önlemek açısından çok istiyoruz :)

Veterinerimiz Mustafa abi her zaman elinde bir aşı veya tabletle uğruyor. Bizimkiler ondan hiç hoşlanmasa da , biz Mustafa abiyi çok seviyoruz. Kreşin kapısından ayrılmadığı için mecburen aşıları yapılan ve bakılan Maya isimli kedi de hafta sonları biz kreşte olmasak dahi bekçilik yapıyor.Köpeklerin mamasını çalan kargalar ise hepimizin bildiği Ayla'nın kargaları . ( Bu hikayeyi ancak Bebeğim Kreş gençleri ve çocukları bilir )Sabahlarımız oldukça yoğun geçer. Öğretmenlerimiz hakkımızda doğru bilgi almak için her birimizin ailesi ile konuşur notları alır, gerektiğinde Sevgili Doktorumuz Sema'mızı ararlar. Sema ile arkadaşız. Doktor muayenesinden korkmak veya aşı olmayı istememek bizim korkularımız arasında yoktur. Kanımızın alınması gerektiğinde de asla bağıran çocuk sesleri duymazsınız.Neden ve niçin olduğu daha önceden anlatılmıştır. Oyalanıp, kandırılmak ve dikkatimiz başka tarafa çekilerek bir şeyler yaptırılması, bize uygulanan bir sistem değil. En önemli tarafı da muayene aletleriyle ve cep telefonuyla oynama iznimiz var .Doktorumuz her pazartesi günü kreştedir. Bizi baştan aşağı muayene eder, gerekli bilgileri öğretmenlerimize ve ailelerimize bildirir.Pazartesi günlerinin en güzel yanı semamızın muayenesi sırasında , Ahmet abimizin de orada olmasıdır. Ayla ona çayımızın Şekeri diyor. 15 yıldır hiç aksatmadan bizlerle ilgileniyor. Kendisine psikolog diyorlar ama o bizim için Ahmet abi ... herşeyi eğlenerek soruyor, hep gülerek öğretiyor.Güne Reiki ve Güneşe Selam hareketleriyle başlıyoruz. Doğal Beslenmenin ve mümkün olduğunca Doğal Yaşamanın önemine inanılan bir yerde yaşıyoruz. Gezilerimiz ve yemeklerimiz buna göre hazırlanıyor.Ama asla konuyu abartmıyoruz.Nefes alma egzersizlerinde burun deliklerimizi şaşırsak da, işe yaradığını söylüyor öğretmenlerimiz.

Sonrasında günlük programımıza başlıyoruz.İngilizce ( şarkılar, oyunlar asla sıkıcı öğrenme metodlarını kullanmıyoruz)Mümkün olduğunca az bilgisayar daha çok rengarenk çeşit çeşit kalemler, boyalar, kağıtlar, el işkağıtları kartonlar ....Dans en önemli dersimiz ... Müzik ... gün içinde dinlediğimiz bütün müzik çeşitleriyle dans ediyoruz, oynuyoruz, uyuyoruz ama kreşe 2 aylıkken gelen ve şimdi Marmara Üni. Hukuk Fak. son sınıfta olan konservatuar mezunu ( ayla'nın her gördüğünde gururla gözlerinin dolduğu) Ece öğretmenimizle öğrendiklerimiz farklı. O bize müziği anlatıyor, yaşatıyor. Öğlene doğru karınlarımız acıkmaya başlar. Yemeklerimiz her sabah taze sebzelerle ve meyvelerle ve belli bir programa göre hazırlanır. Mevsim dışı sebzeler ve meyveler yasak :))) Erik, kiraz, Çilek çıktığında hemen yememize izin yok. Biz de bunun sebeplerini anlamaya çalışıyoruz. Gizli gizli yiyenleri de semamız ve ayla hemen anlıyor ( nasıl oluyorsa :(((Temizlik bizim için önemli. Ellerimizi yıkamak, dişlerimizi fırçalamak zaten günlük yapmamız gerekenler. Bunların dışında tuvalet eğitimizle birlikte dilimiz tam dönmese hijyen konusunda minik minik eğitildiğimizi konuştuklarını duyuyoruz.Uyku saatimiz çooook zevkli. Öğretmenlerimizin einde bir sürü masal kitabı var. Masal bittikten sonra da ninniler veya başka adını bilmediğimiz müziklerle uyuyoruz. Klasik müzik dedikleri bir şey var, o zaten uykumuzu getiriyor :(Uykudan uyandığımızda erkeklerin ve kızların süslenme saati de başlamış oluyor. Saçlar taranıyor, kıyafetler değişiyor. Akşamüstü çorbasına ve oradan da eve gitme saatine hazırlık.Akşamüstü çorbalarımızı içip, meyvelerimizi çabucak yememizin nedeni ise sonrasında oyun saatimiz ve mısır patlatıp, sandalyeleri dizerek yaptığımız sinema saati.

Kreşimiz sevgili lerzan'ın derin mimari bilgisi, vastu veda öğretisi ve neşeli yaşam dolu zevkine göre sık sık yastık, minder, perde değiştirip duruyor. Sadece duvarlarımız bembeyaz. Çünkü onları kendi yaptığımız faaliyetlerimizle süslemek en güzeli.Akşam saatlerinde ailelerimiz yorgun argın bizi almaya geldiklerinde bazen ayla'nın odasında bir çay veya kahve molası veriyorlar.Sabah işe giderken gözleme kokusundan dolayı arabayı kapıda bırakıp içeri girenler de yok değil ..Her çeşit oyuncağımız var. Onlarla istediğimiz gibi oynayabiliyoruz. Pahalı ve abartılı oyuncakların devamlı olduğu yerde durması yerine sık sık yenilenebilen ve doyasıya oynayacağımız oyuncaklar tercih ediliyor.Bizler bebeğim kreş çocuklarıyız. Nerede görseniz bizi tanırsınız. küçücük yaşta bir bayana kapıyı açıp yol verebilen, lütfen diyeceği yeri bilen, kendi hakkını koruduğu kadar başkasının da hakkı olduğunu anlayan ve buna göre davranan, istediğini net ve açık bir dille söyleyen ama istemediğini de aynı netlikle ifade eden yani evet ve hayır ı doğru kullanan, eğlenmeyi dinlenmeyi bildiği kadar bedenine bakmayı alışkanlık haline getiren minikler! işte onlar bizleriz.Sömestr tatillerinde ve yaz aylarında kapıda gördüğümüz büyük abi ve ablalarımız gibi olacağız. Çünkü bizler abartısız, sade ama güçlü bir ortamda belli ilkeler alarak yetiştik.Bunlar gösteriş, çok oyuncak, çok para ve abartı değil, sıcacık kucaklar, sarılan kollar, sevgiyle bakan ama gerektiğinde hayır diyen gözler, öğretmeyi belli etmeden ama severek yapan öğretmenlerdi.Yaşamı etrafımızdakilere maddi veya manevi olarak bağımlı olmadan, üst üste değil yan yana sevgiyle yürüyerek sürdürmeye ilk adımlarımızı attık ....…

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.